Sinemanın Hakikati Üzerine

Enver Gülşen uzun zamandır takip ettiğim bir düşünür. Düşünürlüğünü daha çok sinema üzerine yoğunlaştırmış olsa da twitter hesabı açıkken güncel meselelerde de ne kadar basiretli ve ferasetli bir istikameti olduğunu şahit olduğum ve görüşlerinin büyük çoğunluğunu desteklediğim biri.

Kendisini öyle çok fazla köşelerde (gazete), tv’lerde falan göremezsiniz. Çünkü biraz söyleyeceğini çekinmeden söyleyen, halk arasında kullanılan tabiri ile ‘sivri dilli’ biri. Bunu kendisi “Benim off-the-record’um yoktur.” diye tabir ediyor. Yani ekran önünde farklı, ekran arkasında farklı konuşmam diyor. Onunla hiç yüz yüze tanışmadım ancak ben hakikaten böyle olduğuna onu tanıdığım kadarıyla şahidim. Bu da ayrı bir güven veriyor bana onun hakkında. Böyle kişilerin az olduğu bir zamandayız çünkü. Sen onun kadar olabiliyor musun derseniz, maalesef olamıyorum, keşke olabilsem.

Vimeo’da gezinirken bir videosu gözüme çarptı bu sabah. İlk fırsatta izleyeyim diye planıma aldım ve bugün başka bir film izleme planımı erteleyip onun aşağıda linkini paylaşacağım Hassan bin Sabit Film Akademisi’nde yaptığı konuşmayı dinledim. Onu canlı olarak dinlememiş biri olarak karşımda kitaplarda, twitter’da neyse aynı Enver Gülşen vardı. Her zamanki gibi sinema ve hayat konusunda aydınlatıcı, ayrıntıları fark ettirici bir sohbet olmuş bu video.

Video’da geçen bazı cümleleri not aldım. Konular ilginizi çekerse tüm videoyu izlemenizi tavsiye ederim. Özellikle sinemayla ilgili olanlar için farklı bir bakış açısı katacağına eminim.

Video’dan Bazı Cümleler

“Yönetmenlik kursları sizlere bazı şeylerin nasıl yapıldığı gösterebilir (ama) ne anlama geldiği meselesi nasıl yapıldığından bin kat daha önemlidir.”

“Kendisine müslüman diyen birinin recep ivediki izleyebilmesini anlayamıyorum. Kendisine insan diyen birinin bile hatta.”

“Bir adam korku filmi çekiyor, başına iki ayet koyuyor. Vay efendim müslüman dünyasına film yaptım. Yok ya! Müslümanlar ne zaman bu kadar kandırılabilir oldular?”

“Birbirimize ağamsın, paşamsın dediğimiz sürece hiçbir noktada bir gram ilerleme kaydedemeyiz. Hakikati birşeylerden feragat ederek söyleyebilirsiniz ancak. Ama beklentiniz varsa, belediyelerden beklentiniz varsa, tv’lerden beklentiniz varsa doğruyu söyleyemezsiniz.”

“Gerçekten dertliysek şayet bir şeylerden feragat etmeyi göze almamız lazım. Dışlanmayı göze almamız lazım. Dışlanmayı göze almadan hiçkimse fikir üretmez.”

“Mecidi elbette iyi niyetle yaptı filmini (Hz. Muhammed filminden bahsediyor). Mecidi’nin yaptığı şey aslına bakarsanız Peygamber Efendimiz’in nasıl temsil edilmemesi gerektiğini öğretti bize olsa olsa.”

Kendisinin Sinemanın Hakikati ve Hakikatin Sineması adlı iki önemli kitabı olduğunu hatırlatmak isterim. Eğer hakikat ve sinemayla ilgileniyorsanız severek okuyacağınız iki kitap. Sonrasında Sinemanın Kökleri adlı bir kitap daha çıkardı ancak henüz onu okumadığım için hakkında birşey söyleyemiyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın!
Buraya lütfen isminizi girin.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.