Sıradanlığın Kuytularında Saklı Mutluluklar – Paterson Filmi

Bazı filmler vardır, insanı dönüştüren, bir başkası yapan. Kendi hayatına, çevrene yeniden farklı bir gözle bakarsın izleyince. Paterson filmi, benim için onlardan biriydi.

Başrolde bir otobüs şoförü var. Her sabah aynı saatte uyanıyor, rutin olarak kahvaltısını yapıyor, aynı yolları izleyerek yine aynı otobüsü sürmek, aynı rotayı dolaşmak için yola çıkıyor. Neredeyse her şeyin aynı olduğu bu sıradanlığı ise bulduğu her fırsatta şiir yazarak bozuyor. Gizli defteri gün boyu en yakın arkadaşı. Bir de otobüste gün boyu kulak misafiri olduğu hikayeler var. Bazılarına şaşırıyor, bazılarına gülümsüyor.

Yaşadığı şehirle aynı adı taşıyan Paterson’un bir de eşi var, mutlu bir yuvası. Her sabah onu öperek uyanıyor, her akşam eve geldiğinde onun güler yüzünü görüyor. Eşi Laura bir ev hanımı. Evde kendi kendini meşgul edebilen, sürekli yeni bir şeyler üretmek için uğraşan, Paterson eve geldiğinde ise onunla vakit geçiren sevimli bir kadın.

Aslında Paterson’la kişilikleri oldukça farklı. Paterson yazdığı bir defter dolusu şiiri gizlerken, o daha yenice öğrendiği şarkının bir kısmını hemen sunuyor kocasına. Yaptığı kekleri, yeni denediği yemeği sunmak onun için yaptığı işin bir parçası. Laura, her türlü teknolojik cihazı olan, çağın teknolojisine ayak uydurmaya çalışan birisi mesela ama Paterson akıllı telefon dahi kullanmıyor. Bu büyük farklara rağmen aralarında uyumlu bir ilişki var. Bunda da birbirlerine küçücük bir şeyde dahi teşekkür etmeleri, birbirlerini yaptıkları şeyler için tebrik edebilmeleri, küçük şeylerden mutlu olabilmelerinin etkisi büyük tabi.

Film Pazartesi’den başlayıp yine Pazartesi günü bitiyor. Bu sanırım sıradanlığı pekiştirmek için kullanılmış. Sürekli ikiz insanlar, ikiz ayakkabılar görüyoruz film boyunca. Bunun nedenini anlamadım. Paterson’un ismi de yaşadığı şehirle ikiz. Eşi Laura’nın siyah beyaz tutkusu da film boyunca göze çarpıyor. Bunun da anlatmak istediği bir şeyler olmalı. O kısımları film eleştirmenlerine bırakalım.

Filmi kimler izlemeli ?

Kimler izlememeli’den bahsedersek daha hızlı cevap verebiliriz. Hangi filmleri seviyorsun deyince, aksiyon, macera, gerilim falan gibi Hollywood popüler sinemasının kalıplarıyla cevap verenler için değil film. Gerçek hayata daha yakın, bize benzeyen karakterleri izlemeyi sevenlerin hoşlanacağı bir tarzı var diyebiliriz.

Son olarak..

Filmin ardından çevremdeki her şey daha bir gürültüsüz ve iddiasız gelmeye başladı. Ya da ben öyle oldum bir süre. Aslında ne kadar da çok gürültü yapıyoruz dedim. Kendimizi çok fazla yoruyoruz, büyük başarılar, büyük maddi hedefler için. Aslında mutlu olmak, huzuru hissetmek o kadar da zor değil. Sadece görebilmek lazım, sıradanlığın kuytularında saklı mutlulukları..

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın!
Buraya lütfen isminizi girin.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.