“Nereye bakarsanız bakın yazı karakterleri görürsünüz. Ancak muhtemelen hepsinden daha fazla gördüğünüz bir tanesi vardır: Helvetica.”
Tasarım dünyasının en meşhur fontudur diyebiliriz onun için, en çok bilinen ve en çok kullanılanı. Bu kadar çok kullanılmasını ve sevilmesini sadece popülerlikle açıklamak zor. İnsanları bir şeyler bu fontu kullanmaya itiyor. Bu konuda ortak görüş ise bu fontun sade, anlaşılır ve tarafsız olması. Çünkü klasik modernist anlayışa göre font görünmez olmalı, tek başına birşey anlatma amacı gütmemeli, hangi düşünceyle yazılırsa onun şeklini almalı. Helvetia’nın da bunu karşıladığı düşünülüyor.
İlk olarak 1950’li yıllarda Max Miedinger ve Eduard Hoffman tarafından İsvirçre’de tasarlanan ve adı Die Neue Haas Grotesk olan bu font, sonradan Amerika pazarına açılmak için latincede İsviçreli anlamına gelen Helvetica ismini almış.
Amerika’ya da açılmasının ardından çok tutulmuş ve American Airlines, Microsoft, 3M, Panasonic, Nestle, BMW, GAP gibi önde gelen birçok firmanın kurumsal kimliklerinde kullanılmış. Bunun yanında ulaşım sistemleri, uyarı levhaları, trafik işaretleri gibi birçok yerde hala kullanılmaya devam ediyor.
Helvetica Kullanan Markalar
Bu fontla ilgili Gary Hustwit tarafından bir de belgesel film yapılmış. Eğer tasarıma ilginiz varsa ve belgesel izlemeyi seviyorsanız keyif alacağınıza eminim. Bu arada Gary Hustwit’in yine tasarımla ilgili bir belgeseli daha var: Objectified. Daha çok endüstriyel tasarımı konu alıyor. Yine izlemesi keyifli bir film. (http://www.imdb.com/title/tt0847817/)
Filmin Fragmanı
Arial Fontu
Bundan bahsetmesem olmaz. Arial yazı tipini herkes duymuştur. Hani maillerimizde, tez ödevlerimizde falan kullandığımız, bir ara Microsoft Word’de varsayılan olarak gelen font. İşte o font aslında Helvetica’nın lisanssız olarak kullanılabilmesi için yine ondan türetilmiş bir yazı tipi. Sadece detaylarda farklılıklar var.
Helvetica, harikulade bir font olabilir ama ben kendi tasarımlarımda çok kullanmadığımı söylemeliyim. Eğer başka hiçbir fontun anlatılacak hikayeye uymadığını düşünürsem son çare olarak kullanıyorum. Düşmanlığımdan değil tabi ki, alışkanlık diyelim.
Eğer sizin de bu bilgilere eklemek istediğiniz bir şey varsa yorumlara bekliyorum.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
