#40SabahErkenKalk

(Yazıya başlamadan önce üstteki ses dosyasını arkaplan olarak dinleyebilirsiniz. Yazı daha etkili olacaktır.)

Bir süredir takip ettiğim bir isim var: Barış Özcan. Youtube’da videolar yapıp yayınlıyor ve ortaya kısa ama içeriği dolu dolu işler çıkartıyor. Anlatmak istediği konuları birçok kaynaktan aldığı bilgileri bir araya getirerek sunuyor. Hayır, bir sonuca varmıyor her
zaman ama o konu üzerine insanı düşündürüyor. Yani videoları belgeselin yaptığı
etkiyi yapıyor. Zaten, O da bu yaptığı işe ‘kişisel belgeselcilik’ adını veriyor. Kendini de ‘hikaye anlatıcısı’ olarak tanımlıyor.

Yine bir Pazar sabahı (öğleye doğru da diyebiliriz) kahvaltı(!) yaparken yeni yaptığı filmi açtım. Şöyle başlıyordu: “Sabah başucundaki saat çalınca uyumaya devam edenlerden misin?

Erken kalkmanın faydalarını bilsen de bir türlü uyanamayanlardan mısın?“ Bu
iki soruya da istemsizce ‘Evet’ cevabını verince anladım ki bu film benimle ilgili.*

Aslında tek değilim. Çoğu kimse birçok kez bu imtihanın muhatabı oluyor hayatı boyunca. Özellikle, o gün işyeri gibi bizi zorlayan bir otorite yoksa, erken kalkmıyoruz. Bununsa birçok zararıvar. Journal of Clinical Endocrinology Metabolism isimli tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre hafta içinde erken kalkan, hafta sonları fazla
uyuyan kişilerde kalp hastalıkları ve diyabet daha fazla görülüyor (http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/12/07/yazilar/tip-yazilari/modern-hayat/hafta-sonu-fazla-uyumak-hasta-ediyor/).

Buradan şunu çıkarmak mümkün: Çalar saatle uyanmak aslında erken kalkmak
anlamına gelmiyor. Bedenimiz uykusunu aldığında zaten kendisi uyanıyor. İlla
kullanacaksak dahi çalar saati bir uyandırma aracı olarak değil, bir ‘çimdirme’
aracı olarak görmemiz gerekiyor. Hem önceden çalar saat mi vardı, değil mi 🙂

Bu kısımda Mandıra Filozofu** filmindeki bir sahne geldi aklıma.

– Sana 24 saat mühlet veriyorum.

– Saatim yok benim.

– Nasıl yani ?

– Biyolojik saatten başka saate
ihtiyacım yok benim burda. Uykum gelince uyurum, uykum bitince uyanırım.

Üstü kapalı olarak fıtrattan bahsediyor aslında. Bedenimizde kurulumda yüklü olarak gelen zaten bir saat var. Bu saati farkedip kurarsak eğer bizi uyandıran bir alete ihtiyaç duymayacağız. Ama biz ne yapıyoruz ? Yaratıcı’nın bize dinlenmemiz için verdiği
vakitte başka işlerle uğraşıyoruz. Uyumak istediğimizde zaten gecenin yarısı
geçmiş oluyor. Sonra da bize çalışmamız ve rızkımızı aramamız için verilen
vakitte de uyuyoruz, ya da o vakti yarı uykulu yarı uyanık geçiriyoruz. Enam
Suresi 96. Ayette bakın ne diyor Yaradan:

Kuran-ın bu dünyada fiile dökülmüş halini en iyi yaşayan Peygamber Efendimiz (sav) ise bir hadislerinde: “Sabahın erken saatlerinde bereket ve başarı vardır. (Levakıh-u’l-Envar, Şa’ranî, s. 295)” buyurmuşlar.

Bu ayet ve hadisleri okuduktan
sonra bir araştırma yaptım, başarılı insanlar sabah kaçta kalkıyorlarmış diye. Mesela
Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey sabah 05:30’da kalkıp meditasyon ve kısa bir
yürüyüş yapıyormuş. Apple’ın başındaki Tim Cock 04:30’da ayakta oluyormuş (Barış
Özcan #40SabahErkenKalk Filmi). Yine bir sitenin yaptığı araştırmaya göre
General Electric’in CEO’su Jeffrey Immelt sabah 05:30’da kalkıyor, kardio
yaptıktan sonra haberleri okuyormuş. Sonra Howard Schultz, Starbucks’ın CEO’su,  4.30’da uyanıyor ve köpeklerini yüyürüşe çıkarıyor, dönüşte de eşine ve kendine kahve yapıyormuş. Bir örnek de siyasetten vereyim. Enerji Eski Bakanımız Taner Yıldız’ın bir dönem danışmanlığını yapmış kişiyle tanışmıştım: “Mesai 8’de başlardı. Biz 07:00 gibi
gelirdik ama o çoktan gelmiş, çalışıyor olurdu.” demişti bir sohbette. (https://www.benimgibi.com/galeri/erken-uyaniyorlar-cok-basarililar-?p=12)
Evet biz bir şirket yönetmiyoruz, ya da bir milletvekili değiliz ama sanırım
hepimiz başarılı olmak ve hayatımızı olabildiğince verimli geçirmek istiyoruz
öyle değil mi ? O zaman işe önce uyku düzeniyle başlamamız gerekiyor.

Diyorum ama biliyorum kolay değil. Denedim çünkü. Hala da deniyorum. Henüz, yukarıdaki saatlerde tamamen kalkabilmiş değilim. Yani namaza kalktıktan sonra, uykum
kanmadığı için biraz daha uyuyorum. En azından güneş doğana kadar uyumayayım
diye uğraştım. Onu başardım ama geç uyuduğum için güneş doğar doğmaz yine uyuma ihtiyacı hissediyorum. Erken kalkmak için erken yatmak gerekiyor. Barış Özcan’ın bu projesiyle birlikte bu konuda ilerleme kaydettim ama istediğim noktaya gelmek için daha vakit var gibi duruyor. 40 gün yeni bir alışkanlık edinmek için kısa bir süre, en azından benim için. Zaten yapılan araştırmalar da bu sürenin kişiden kişiye değiştiğini söylüyor. Örneğin, 1960’lı yılların popüler kitaplarından Psycho-cybernetics kitabının yazarı Dr. Maxwell Maltz’a göre yeni bir davranış biçimi geliştirmek için 21 gün gerekiyor. Daha güncel bir araştırmaya göre ise bu süre kişiden kişiye 18 ila 254 gün arasında
değişiyor (Barış Özcan 40SabahErkenKalk Filmi). Bu sonuçlara göre üst sınıra
daha 200 günüm var ama umarım o kadar sürmez 🙂 Çünkü hayatımı artık daha fıtratıma uygun yaşamak istiyorum.

              Bu arada bu proje süresince kendimi zorlayayım diye her sabah kalkar kalkmaz
#40SabahErkenKalk etiketiyle her gün aynı saatlerde instagram hesabımda bir
fotoğraf ya da video paylaştım. 3 gün fire vermiş olsam da kendimi erken
kalkmaya zorlamak adına o saatlerde paylaşım yapmak bu alışkanlığı kazanma
yolunda artı etki yaptı diyebilirim.

              Eğer ilk yazıya başlarken koyduğum ses dosyasını açmadıysanız söyleyeyim. Bu yazıyı yazarken (sabah 05:55 civarı şu anda) dışarıdaki o muhteşem konseri profesyonel
kayıt cihazımla kaydettim, dinleyebilirsiniz. Şunu göreceksiniz ki doğada hayat
çoktan başlamış.

            Öyleyse biz neden hala uyuyoruz ?

**https://www.youtube.com/watch?v=0Zgh81FfiMU