Amca Doktor

     Geçenlerde bir A noktasından B istikametine gitmek için şehir içi otobüsüne bindim.
Yolum da biraz uzun olduğu için oturmayı tercih ettim ve otobüsteki tek boş yer
olan karşılıklı koltukların olduğu kısma oturdum. Karşımda orta yaşlı bir kadın
ve kucağında 3-4 yaşlarında bir çocuk. Çocuk ben otobüse bindiğimden beri birşeyler
istiyor gibi mızıldıyordu. Ben karşısına oturunca önce mızıldamayı kesti, sonra
devam etmek istedi. Teyze (sanırım annesi) hemen söze atıldı:
– Bak bu abi doktormuş. Yaramazlık yaparsan sana iğne vuracakmış.
    Hayır, daha birkaç saniyedir tanışıyoruz, hemen nasıl da uydurdun! Ben bir refleksle hemen atıldım. Çocuğa:
– Hayır abicim, ben doktor değilim, iğne de vurmayacağım. deyiverdim.
Annesi büyük ihtimalle bu cevap yerine:
– Hmm, sakın kıpırdama bak, sana iğne yaparım. dememi
bekliyordu. Ama öyle olmadı. Anne, tek sahnelik tiyatrosunda replik hatası yaptığım için bana bozuldu.
Doğru olanı ne kadar ani bir refleksle söylemiş olsam da önceleri bu konuyu ele almış ve karşımızdaki kişi çocuk bile olsa yalan söylememek gerektiğini okumuştum. Kitapta şöyle diyordu bir de: Çocuk bunu bir gün farkettiğinde, yalan söyleyen kişiye karşı güvensizlik duyar hatta ondan nefret etmeye başlar. Bu nefret ve güvensizlik çocuğu o kişiden uzaklaştırır.
Bu tepkiyi vermemdeki birinci sebep, yalana alet olmak istemememdi aslında. İkinci sebep ise, çocuklara korkuyla bir davranışın benimsetilmeye çalışılması beni hep rahatsız
ediyor olması. Neden çocuğa susması gerektiği başka yollarla değil de resmen tehdit edilerek öğretilmeye çalışılıyor. “Bak susmazsan abi sana kızacakmış.”, “Bak susmazsan sana oyun oynamak yok.” Bunlar tehdit değil mi?
    Bir de “Bi daha görmiyim o hareketi yaptığını!” cümlesi var. Bu şu demek
değil mi: “Yapacaksan da benim görmediğim bir yerde yap, ben görmeyeyim
rahatsız oluyorum.” Şimdi ne işe yaradı bu cümle?
Neden yapıcı cümlelerle hayatı düzene sokmaya çalışmak varken, sürekli olumsuza
odaklıyız? Mesela ‘susmazsan oyun yok’ yerine ‘şimdi susarsan biraz sonra
sokağa çıkınca bağıra çağıra oynayabilirsin’ diyebiliriz. ‘Bir daha görmeyeyim’
gibi gereksiz ve işe yaramayan bir cümle yerine ‘Bu yaptığın güzel bir davranış
değil, şimdi hadi git o teyzeden özür dile, çünkü onu üzdün.’ gibi bir cümle daha yapıcı ve çözüme yönelik olmaz mı?
    Otobüse geri dönersek; bu iki sebepten ötürü bu cevabı verdim ama sonra biraz düşününce acaba yanlış mı yaptım dedim. Böyle davranarak anneyi çocuğa karşı yalancı
çıkarmış oldum. Çocuk belki ona iğne yapmayacağım için rahatladı ama annesinin bir yalancı olduğunu öğrendiği için ona güveni azaldı.
    Vicdanım rahatsız olunca teyzeye böyle söylememesi gerektiğini, bunun çocukta olumsuz etkiler bırakabileceğini söyledim. Beni duydu ama dinledi mi bilmiyorum.
Otobüsten inerken çocuğa yine bir davranışı yaparsa çikolata alacağını söylüyordu. Umarım alır. Çünkü çocuk ikinci bir yalanı kaldırabilir mi emin değilim.
    Toplum olarak ödül ceza sistemini sıklıkla kullanıyoruz. Bu aslında en tabii
yöntemlerden bir tanesi ama bunu yalanla yapmak insana yakışmaz diye
düşünüyorum. Öyle ki bir hayvanı bile yemek vaadiyle kandırmayı hoş görmeyen
bir dinin ve kültürün mensubuyuz. Hayvana yapılmaması gerekeni neden
çocuklarımıza yapıyoruz?
    Çocuğum bana yalan söylüyor diyen anne baba bir düşünsün bakalım, geçmişte böyle böyle kaç yalan söyledi çocuğuna. Kaç defa hakettiği çikolatayı almadı, kaç defa başkalarını öcü diye, kaç defa Yaratan’ı ‘başına taş atar’ diye tanıttı?
    Aklımda bu sorular varken hala bir yargıya varamadım hareketimle ilgili. Kadının bu
yalanını sürdürmeyerek iyi mi yaptım, aynı şekilde annesini çocuğu karşısında
yalancı çıkararak kötü mü yaptım? Bunu yakın zamanda bir psikolog falan görürsem soracağım.
    Siz olsaydınız ne yapardınız ?

 

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın!
Buraya lütfen isminizi girin.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.